Mindfulness’dan alınan keyif, aynen dans ederken aldığımız keyfe benzer. Dans ederken, bize kardiyovasküler olarak sağladığı fayda ya da karmaşık dans figürlerinin beynimizi çalıştıracağını düşündüğümüz için değil, sadece keyif almak ve eğlenmek için dans ederiz.
Aynı şekilde mindfulness da, meraklı bir şekilde, insan zihninin içsel çalışma şeklini keşfederek duyularla iletişime geçmektir. Eğer sadece mindfulness’in faydalarına konsantre olursanız, bu yolculuktaki esas eğlenceyi bozarsınız. Mindfulness yolculuğunda, amaç, gidilecek bir yere ulaşmak değildir, çünkü zaten yolculuğun tamamı ulaşılmak istenen noktadır.
- BEDENİ GEVŞETİR.
Beden ve zihni tek bir varlık olarak düşünebiliriz. Eğer zihniniz endişeli düşüncelerle gerilirse, aynı şekilde vücudunuz da otomatik olarak gerilir. Peki, sizce neden yüksek seviyede stresli olduğunuzda vücudunuz da aynı oranda gerilir? Stresi hissetmeye başladığınızda vücudunuzda zincirleme bir reaksiyon başlar. Bedeniniz çok fazla enerjiye maruz kalır ve siz bu kadar enerjiyle ne yapacağınızı bilemediğiniz için gerilirsiniz.
Bilinçli farkındalığın amacı sadece sizi gevşetmek değil, ondan daha derin…Bu farkındalık, an be an hissettiğinizi mümkün olduğunca eğlenceli bir şekilde deneyimleyebilmektir.
Eğer çok gergin hissediyorsanız, bilinçli farkındalık işte o gerginliği fark etmektir. Bu gerginliği vücudunuzun neresinde hissediyorsunuz? Bu gerginliğin şekli nasıl, ne renk ve dokusu nasıl? Bu gerginliğe sizin tepkiniz nedir? O sırada neler düşünüyorsunuz? Bilinçli farkındalık bu deneyiminize farklı bir yaklaşım getirir ve daha sonra vücudunuzun gergin kısmına doğru nefes almaya başlayarak bu rahatlamaya doğru yaklaşırsınız. Ama bu süre zarfında bu uygulamayı, gerginlikten kurtulmak ya da onu değiştirmek fikrini aklınıza getirmeden YAPMALISINIZ.
- BEDENİNİZLE TEKRAR İLETİŞİME GEÇMENİZİ SAĞLAR.
Bebekken, büyük ihtimalle bedenimizle çok daha fazla iletişim halinde oluyoruz. Büyüdükçe ise bedenimizi daha az beynimizi de daha fazla kullanmaya başlıyoruz. Hatta insanların çoğu vücudunu, sadece beynini taşıyan ve kendisini bir toplantıdan başka bir toplantıya taşıyan bir araç olarak görmektedir.
Gerçekte, vücudumuzla zihnimizin arasındaki mesajlar iki yönlü bir işlem gibidir. Zihnimiz vücudumuza sinyal gönderir, vücudumuzda zihnimize. Acıktığınız zaman vücudunuz zihninize yemek yeme zamanınız geldiğini bildiren sinyaller gönderir. Aynı şekilde stresli olduğunuz zamanda vücudunuz size, omuzlarınızdaki gerginliği, kalbinizin hızlı atışını fark etmenizi sağlayan sinyaller gönderir. Ama zihin stres altındayken düşüncelerle o kadar meşguldür ki, bedenden gelen bu sinyalleri fark edemez bile! Bu farkındalığın olmaması da çoğu zaman stresin kontrolden çıkmasına sebep olur.
Bilinçli farkındalık, vücudunuzun farkındalığını vurgular. Bunu yapmak için önemli bir mindfulness meditasyonu olan “vücut tarama meditasyonu” nu uygulayabilirsiniz. Bu meditasyon, vücudunuzun, ayak parmak ucundan başınızın tepesine kadar tek tek farklı bölgelerinin farkında vararak yaptığınız bir uygulamadır.
- BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ KUVVETLENDİRİR.
Vücudunuzda, yolunda gitmeyen bazı şeyler varsa, bağışıklık sisteminiz bu durumla savaşmaya başlar. Yoğun stres aynı zamanda bağışıklık sistemini de zayıflatır. Vücut, herhangi bir tehditle karşılaştığı zaman, hemen bütün kaynaklarını o tehdit karşısında ayakta kalabilmek için kullanır ve bağışıklık ve sindirim sistemini geçici olarak kapatır.
Stresin uygun miktarı aslında yaşamsal önem taşır. Eğer stres seviyesi çok düşük ise herhangi bir şeyi başarmak için istek duymayıp çok çabuk sıkılabilirsiniz. Ama çoğunlukla stres seviyesi çok yüksek oluyor ise de vücudun bağışıklık sistemi düzgün çalışmayı bırakır.
Yapılan araştırmalar, eğer strese karşı olumlu bir tutum içinde olursak ve stresi enerji ve motive edici bir güç olarak görürsek, stresin vücuda çok az bir olumsuz etkisi olacağını göstermektedir.
Bilinçli farkındalık sizin vücudunuzdaki zarif değişimleri de fark etmenizi sağlar. Bilinçli olduğunuzda, stresin sadece negatif değil aynı zamanda olumlu enerjik faydalarını da görmeye çalışırsınız.
- AĞRILARI AZALTIR.
Şaşırtıcı bir şekilde, düzenli olarak sekiz hafta boyunca mindfulness egzersizleri yapanlarda belirgin şekilde ağrıların azaldığı görülmüştür.
Ağrıyı hissettiğinizde doğal olarak onu bloke etmek istersiniz. O bölgedeki kaslarınızı sıkıştırarak dikkatinizi dağıtmaya çalışırsınız. Ya da ağrının geçmesini istediğiniz için ağrıya karşı kızgın bir şekilde yaklaşırsınız. Bu yaklaşım ise sadece ağrının olduğu bölgede değil vücudun diğer bölgelerinde de büyük bir gerilim yaratır.
Bu durumda Mindfulness, radikal olarak farklı bir yaklaşım uygular. Bu yaklaşımla, yapabildiğiniz kadar ağrının yarattığı duyguya odaklanmanız istenir. Bu aslında ağrının olduğu bölgeye şefkatle, merakla ve onayla yaklaşmanız anlamına gelir. Başlangıçta bu çok da kolay olmayabilir, ama uygulama yaptıkça başarabilmek daha kolay olur. O zaman ağrıya yüklediğiniz diğer sıkıntılar ve ağrının duygusu, hissettirdikleri arasındaki farkı da daha rahat anlamlandırabilirsiniz. Fiziksel ağrı ile fizyolojik ağrı arasındaki farkın da ne olduğunu anlamaya başlayabilirsiniz. Fiziksel ağrı, gerçekte vücuttaki acının ham hissi iken fizyolojik ağrı ise onun yarattığı stres, kaygı ve öfkedir. Mindfulness sayesinde fizyolojik ağrıdan kurtulup sadece fiziksel ağrının kalmasını sağlayabilirsiniz. Fizyolojik ağrı çözülmeye başladığında, o bölgedeki kaslar da gevşemeye başlayacağından fiziksel ağrı da azalmaya başlar.
- YAŞLANMAYI GECİKTİRİR.
Bilim adamları yaşlanmanın hücrelerimizde gerçekleştiğini söylemektedirler. Her hücrede DNA ismi verilen ve hücrenin üremesi için gereken bilgiye sahip olan moleküller vardır. B DNA yığınları telomer ismi verilen ufak kapakçıklarla korunur. Her bir DNA sarmalının ucunda bulunan ve kromozomları koruyan parçalara da telomer denir.. Tıpkı ayakkabı bağcıklarının ucundaki plastik parçalara benzerler. Vücudumuzdaki tüm hücrelerdeki DNA sarmallarının ucunda bulunurlar. Hücrelerimiz bizi genç ve sağlıklı tutabilmek için her bölündüğünde, telomerler sürekli kısalır. Ayrıca telomer uzunluğu stres, sigara, obezite, egzersiz eksikliği, kötü beslenme alışkanlıklarının da katkısı ile daha da kısalırlar.
Vücudumuzdaki stres seviyesi azaldığında bu telomerlerin kısalması da yavaşlayacaktır. Hatta düzenli olarak Mindfulness meditasyonu uygulayan kişilerle yapılan araştırmalarda bu telomerlerin boyunun uzadığı bile gözlemlenmiştir. Bu inanılmaz bir keşiftir.
- ZİHNİ SAKİNLEŞTİRİR.
Zihniniz bazen vahşi bazen de sakin bir okyanus gibidir. Çoğu zaman zihniniz hiç dinlenmeden bir düşünceden başka bir düşünceye gider durur.
Mindfulness da amaç sizin düşüncelerinizin oranını değiştirmek değil, ilk etap da ortaya çıkan düşüncelerin fark edilmesini sağlamaktır. Düşüncelerden bir adım geriye gidip onlar tarafından yönetilmek değil şovu dışardan seyredebilmektir.
Zihninizin iyi bir arkadaşınız olduğunu ve onu evinize davet ettiğinizi düşünün. Ona nasıl davranırdınız? Ona arkadaşça ve kibar bir şekilde ne yapmak veya ne yiyip içmek istediğini sorardınız. Aynı şekilde zihninize de arkadaşınıza davrandığınız gibi davranın. Zihninizi nefesinize veya yaptığınız işe odaklanmasını davet edin. Eğer bunu başaramadığını fark ederseniz tekrar kibarca odaklanmasını rica edin. Bu kibar yaklaşım tek yoldur ve zihniniz bu şekilde zaman içinde bunu başaracaktır.
A) Daha sağlıklı karar almanızı sağlar.
B) Duyuların farkına varmanızı sağlar. Bu şekilde dikkatinizi odaklanmaya verebilir, zihniniz uçuşurken ona karşı kibar ve sabırlı olabilir, zihninizi sakinleştirip netlik hissi oluşturabilirsiniz.
C) Özenli bir zihin yaratmanızı destekler. Mindfulness sizin dikkatinizi tek bir şeye odaklamanızı ya da ihtiyacınız olduğunda bunu başarabilmenizi sağlar.
Daniel Goleman,” Duygusal Zeka” kitabının yazarı, “Fokus: Mükemmelliğin Gizli Sürücüsü” isminde bir kitap yayınladı ve bu kitabında hayatın her alanında odaklanmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladı.